Bunları Biliyor Musunuz?
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
Musa Bin Şakir’in oğullarında matematiğin gelişmesinde büyük payı vardır. Ahmet, Muhammed ve Hasan kardeşler geometri, astronomi ve mekanikte devirlerinin en ileri gelen bilginleriydi. Geometri ile ilgili bir çok kitap yazmışlardır. Özellikle “Şekillerin Alanı Üzerine Bilgi Kitabı” adlı eseri geometriyi harekete geçirmiştir. Bu eser sonradan Latince’ye çevrilerek Fibonacci ve Thomas Bradwardine’yi etkilemiştir.
Maurits Cornelis Escher, tüm yaşantısı boyunca matematiği anlama konusundaki yetersizliğini vurgulamış, mutlak bilimler hakkında hiçbir eğitiminin ya da bilgisinin olmadığını açıklamıştır. Düzen ve simetri Escher’in ilgisini çocukluğunda bile çekmiştir. Bu merak daha sonraları Granada’daki Elhamra Sarayı’ndaki çinilerin motiflerini incelemesine, matematikle ilgili yayınlardaki geometrik çizimlere bakmasına yol açmış ve jeolog ağabeyinin tavsiyeleri üzerine bir düzlemi tekrarlayan bezemelerle bölme konusunda kendi fikirlerini geliştirmeye başlamıştır.
Hiç dört yapraklı yonca aramaya çalıştınız mı? Çalıştıysanız fark etmişinizdir, çok seyrek bulunur. Yoncaların hemen hepsi üç yapraklıdır. Kırlarda gördüğünüz çiçekleri çevreleyen taç yaprakların sayısı genellikle beştir. Düğün çiçekleri, sardunyalar, menekşeler, çuha çiçekleri, domates ve daha pek çok bitkinin çiçeklerin beş taç yaprağı vardır.
Tohumlarda da böyledir. Söz gelimi yatay olarak ikiye bölünmüş bir elmanın tohumlarının beş köşeli bir yıldız gibi tam ortada yer aldığını görebilirsiniz. Acaba salatalıklarda, domateslerde, armutlarda ve limonlarda hangi sayıları görürüz? Bir ay çiçeği bitkisininde çiçeği de çok ilginçtir. Üzerinde çok sayıda küçük çiçekçik bulunur. Bu çiçekler sonradan tohumlara dönüşürler. Benzer durumu papatyalarda brokoli ve karnıbaharda görebiliriz. Doğanın bitkilerde karşımıza çıkardığı sayılara şöyle bir bakın:
3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89 ve 144
Aralarında bir bağlantı kurabildinizmi? İşte size ipucu 1+1=2’yle başlayın, ardından iki sayıyı eşit işaretinin iki yanına da ekleyin. Elde ettiğiniz her eşitlikte bunu yineleyin.
Elde ettiğimiz sayılar oldukça ilginç. Bu sayılar günümüzden yaklaşık 800 yıl önce yaşamış bir matematikçi üzerinde çalıştığı sayı dizisine ait. Bu ünlü matematikçi Fibonacci’dir.
Amerika’daki paranın ortalama ömrü, paranın değerinin fonksiyonu ile orantılıdır.
Örneğin; 1 milyar doların ortalama yaşam süresi 1,5 yıl ve 5 milyar doların yaşam süresi ise ortalama 2 yıldır.
1980 - 1985 yılları arası Pepsi Cola’nın yüzde gideri yüzde gelirinin fonksiyonu ile ilgilidir. 1980'de ve 1982’de firma yüzde 0,36 $ kazandı ama gideri 1980 yılında % 0,14 $ iken, 1982 yılında % 0,18 dolardı.
Kavalın uzunluğu tarafından üretilen frekans tonu.
Kavaldan çıkan müzik sesinin tonu kavalın uzunluğuna bağlıdır. Kavalın sonundaki delik ki bu perdeli bir ses frekansıyla L feetlik uzun bir ses üretir frekans (f) her saniyede oluşan titreşimin birimidir.
f : 1100 / 22
1100 feetlik her saniye içinde sesin hızı oluşur. Örneğin 8 delikli bir kaval yaklaşık olarak saniyede 68,75 titreşimli bir frekansa sahip olup, bu da orta seviyesinin aşağısında 2 oktava yakındır. Çünkü frekans (f), uzunluk (L) tarafından düzenlenmiş olup frekans (f) uzunluğun bir fonksiyonu olarak adlandırılır.
Yollarda kanalizasyon kapaklarını, PTT çukurlarının kapaklarını görmüşsünüzdür. Yuvarlaktır bu kapaklar. Peki niye yuvarlak olduğunu hiç düşündünüz mü?Düşünmediyseniz gidin biraz düşünün sonra gelip aşağı kısmı okuyun! Bu kapaklar daire değil de dikdörtgen olsaydı ne olurdu? Dikdörtgenin bir kenarı diğerinden uzun olduğundan alttaki gibi kuyunun içine düşebilir.Görüldüğü gibi dikdörtgen kapak kuyuya düşebiliyor. Kare olsaydı bu sefer de karenin köşegeni kenarından uzun olduğu için yine kapak içeri düşebilirdi.
Sıfırın bulunması ise çok daha oluyor. Yani insanlar yüzyıllarca sıfırsız yaşıyor sıfırı ilk bulanın Hintliler olduğu,bu kavramı Araplarla ve sonra da Avrupa’ya yayıldığı düşünülüyor sıfırı hesap yapmak için ilk kullanan kişiye 800 yıllarında el Harizmi sıfırın insanlık kültürüne katılmasının yazının icadından ancak 4800 yıl sonraya rastlayabildiğinde dikkat etmek gerekir!!
Matematiğin çinde ve Mezopotamya da başladığını biliyoruz.Bu bilgi zamanla İskenderiye’ye ve Ege kıyılarına taşındı.buradaki parlak dönemini bitirmeye başladıktan sonra da bu medeniyet meşalesini Araplar devraldılar ve matematik tekrar Mezopotamya havzasına geri geldi.Bu dönemin en önemli iki ismi El Harizmi ve Ömer Hayyam dır El harizmi yazdığı Aktarma ve Kısaltma Bilimi kitabıyla cebirin başlangıcını yapmıştır.Bu kitabında bugün için bize çok basit gelen ama zaman için büyük teknikler sayılan bir denklemin bir tarafından öbür tarafına değer aktarma ve bir denklemin içindeki ifadeleri sadeleştirme teknikleri anlatmıştır.